Eski bir yazılım sistemini modern bir sistemle zamanla değiştirmek, özellikle büyük ve karmaşık sistemlerde sık karşılaşılan bir durumdur. Bu süreçte, yeni ve eski sistemlerin birlikte çalışabilmesi için geçici çözümler gerekebilir. İşte bu noktada "Anti-Corruption Layer" (ACL) devreye girer.
Anti-Corruption Layer, esasen yeni sistem ile eski sistem arasında bir tür çevirmen görevi görür. Bu katmanın amacı, yeni sistemdeki değişikliklerin veya farklılıkların eski sistemi "bozmamasını" sağlamaktır. Yani, eski sistemle yeni sistem arasındaki etkileşimi kontrol altına alarak, iki sistemin birbirinin iç işleyişine zarar vermeden birlikte çalışabilmesini sağlar.
Anti-Corruption Layer'ın işlevleri arasında şunlar bulunur:
Veri Dönüştürme: Eski ve yeni sistemler arasında veri alışverişi yapılırken, veri formatları arasındaki uyumsuzlukları çözer. Örneğin, eski sistem sadece XML desteklerken, yeni sistem JSON kullanıyor olabilir. ACL, bu iki format arasında dönüşüm yaparak sistemlerin sorunsuz bir şekilde iletişim kurmasını sağlar.
İş Kurallarının Korunması: Yeni sistemdeki iş kuralları eski sisteme göre farklı olabilir. ACL, eski sistemin beklentilerine uygun olarak yeni sistemden gelen verileri uyarlama görevi görür.
Arayüz Adaptasyonu: Eski ve yeni sistemlerin arayüzleri farklı olabilir. ACL, bu farklılıkları yöneterek sistemlerin birbiriyle uyumlu bir şekilde çalışmasını sağlar.
Geçici Entegrasyon: Yeni sisteme geçiş sürecinde, bazı işlevler geçici olarak eski sistem üzerinden yürütülmeye devam edebilir. ACL, bu geçiş döneminde eski ve yeni sistemler arasındaki entegrasyonu kolaylaştırır.
ACL kullanmanın avantajlarından biri, yeni sistemi eski sistemin kısıtlamalarından bağımsız olarak tasarlayabilme özgürlüğüdür. Bu sayede, yeni sistem modern teknolojiler ve yaklaşımlar kullanılarak, en iyi pratiklere göre geliştirilebilir. Aynı zamanda, eski sistemin yavaş yavaş ve kontrollü bir şekilde devre dışı bırakılmasını sağlar, böylece iş süreçlerinde büyük kesintilerin önüne geçilir.
Sonuç olarak, Anti-Corruption Layer, eski ve yeni yazılım sistemleri arasında verimli bir geçiş yapılmasını sağlayan kritik bir araçtır. Bu katman sayesinde, sistemler arası entegrasyon sorunları minimize edilir ve yeni sistemlerin eski sistemlerle birlikte çalışabilmesi için gerekli olan uyumluluğu sağlar.
Yani eski sisteme request ve işlem taleplerini alıp, yeni sistem atifleşene kadar yeni sistemi besliyorum.
Evet, özetle doğru anlamışsınız. Anti-Corruption Layer (ACL) kullanımının temel amacı, eski sistemden gelen istekleri ve verileri yeni sistemin anlayabileceği bir formata dönüştürmek ve işleyebilmek için bir ara katman oluşturmaktır. Bu süreçte, ACL eski sistemden gelen talepleri ve verileri alır, gerekli dönüşümleri yapar ve yeni sistemin anlayabileceği bir biçimde yeni sisteme yönlendirir. Bu yöntemle, yeni sistem eski sistemle uyumlu bir şekilde çalışabilir hale gelirken, eski sistem de değişikliklere maruz kalmadan işlevselliğini sürdürebilir.
Bu yaklaşımın avantajları şunlardır:
Düzgün Geçiş: ACL, eski ve yeni sistemler arasında düzgün bir geçiş sağlar. Bu, özellikle büyük ve karmaşık veri setlerinin ve iş süreçlerinin olduğu durumlarda kritik öneme sahiptir.
İş Sürekliliği: ACL, yeni sisteme geçiş yapılırken iş sürekliliğini korur. Eski sistemdeki işlemler, yeni sisteme tam olarak entegre olana kadar kesintisiz devam edebilir.
Risk Yönetimi: Yeni sistemin eski veri veya iş kurallarıyla "kirletilmesinin" önüne geçilir. Bu, her iki sistemin de birbirinden bağımsız olarak optimal şekilde çalışmasını sağlar ve entegrasyon sürecindeki riskleri minimize eder.
Esneklik ve Bağımsızlık: Yeni sistem, eski sistemden teknik ve işlevsel bağımsızlığını koruyarak geliştirilebilir. Bu, teknoloji seçimi ve mimari tasarım açısından büyük bir esneklik sağlar.
ACL'nin kullanımı, eski sistemden yeni sisteme sorunsuz bir geçiş yapılmasını sağlayarak, iş akışlarının ve kullanıcı deneyiminin bozulmadan devam etmesine olanak tanır. Bu sayede, yeni sistem tam olarak devreye alınıncaya kadar eski sistemle yeni sistem arasında etkili bir köprü görevi görür.
Örnek bir senaryo ile Anti-Corruption Layer'ın (ACL) nasıl kullanılabileceğini detaylandıralım:
Senaryo: E-Ticaret Sisteminin Güncellenmesi
Bir e-ticaret şirketiniz var ve müşteri siparişlerini yönetmek için kullanılan eski bir yazılım sisteminiz var. Bu sistem, ürün bilgilerini, müşteri detaylarını ve sipariş geçmişini yönetiyor. Ancak, sistem artık ihtiyaçlarınızı karşılayamıyor ve daha modern, esnek bir platforma geçmek istiyorsunuz. Yeni sistem, daha iyi kullanıcı deneyimi sunacak, daha hızlı işlemler yapacak ve daha güvenli olacak. Ancak, eski sistemde biriken yılların verisi var ve bu verilerin yeni sisteme aktarılması gerekiyor.
Sorun:
Eski sistem, farklı bir veri formatı kullanıyor (örneğin, düz metin dosyaları) ve bu veriler yeni sistemdeki veritabanı formatıyla (örneğin, JSON) uyumlu değil.
Eski sistemdeki iş kuralları yeni sistemde farklı şekilde implemente edilmiş olabilir, bu da doğrudan veri aktarımını karmaşıklaştırır.
Müşteri arayüzü ve admin paneli tamamen yenileniyor, bu da eski sistemle entegrasyonu zorlaştırıyor.
Çözüm: Anti-Corruption Layer Kullanımı
Veri Dönüştürme için ACL:
Görev: Eski sistemden gelen düz metin dosyalarını alıp, yeni sistemdeki JSON formatına çevirir.
Nasıl: ACL, eski sistemden gelen her bir sipariş kaydını alır, gerekli dönüşümü yapar (örneğin, XML ya da düz metin dosyalarını JSON'a çevirir) ve yeni sisteme uygun hale getirir.
İş Kurallarının Korunması için ACL:
Görev: Eski sistemde uygulanan bazı özel iş kurallarını, yeni sistemdeki verilere uygular.
Nasıl: Yeni sistem, belki de promosyonlar ve indirimler için farklı bir mantık kullanıyordur. ACL, eski sistemden gelen siparişlerde bu iş kurallarını tanır ve yeni sistemdeki kurallara göre uygun dönüşümü yapar.
Arayüz Adaptasyonu için ACL:
Görev: Eski sistemdeki kullanıcı arayüzünden gelen istekleri yeni sistemin anlayabileceği şekilde dönüştürür.
Nasıl: Eğer eski sistemdeki bir müşteri arayüzü bir süre daha kullanılacaksa, ACL bu arayüzden gelen istekleri yakalar, gerekli dönüşümü yapar ve yeni sisteme uygun hale getirir.
Yararları:
Zamanla Yenileme: Bu çözüm, eski sistemi aniden devre dışı bırakmanın risklerini azaltır. Veri ve işlevsellik, sistemler arası uyum sağlanarak zamanla aktarılır.
Düşük Risk: ACL, eski ve yeni sistemler arasındaki etkileşimi sınırlandırarak, yeni sistemin eski veri veya iş kurallarıyla "kirletilmesini" önler. Bu, riski azaltır ve yeni sistemin temiz bir şekilde geliştirilmesine olanak tanır.
Esneklik: Yeni sistem, eski sistemden bağımsız olarak tasarlanabilir ve geliştirilebilir. Bu, teknoloji seçimleri ve mimari tasarımlar açısından büyük bir esneklik sağlar.
ACL, karmaşık sistem entegrasyonlarında, özellikle de eski ve yeni sistemlerin bir arada çalışması gerektiğinde kritik bir rol oynar.