Yazılım Mühendisliği: 50 Soru ve Cevap

 


  1. Soru: Yazılım mühendisliği nedir? Cevap: Yazılım mühendisliği, sistematik, disiplinli ve ölçülebilir bir yaklaşım kullanarak yazılım tasarımı, geliştirmesi, bakımı ve yönetimi ile ilgilenen mühendislik dalıdır. Bu alan, yazılım ürünlerinin güvenilir, verimli ve ölçeklenebilir bir şekilde üretilmesini sağlamak için mühendislik prensiplerini uygular.
  2. Soru: Yazılım geliştirme yaşam döngüsü (SDLC) nedir? Cevap: Yazılım geliştirme yaşam döngüsü (SDLC), bir yazılım projesinin başlangıcından sonuna kadar geçirdiği aşamaları tanımlayan bir süreçtir. Tipik olarak şu aşamaları içerir:
    1. Planlama
    2. Analiz
    3. Tasarım
    4. Geliştirme
    5. Test
    6. Dağıtım
    7. Bakım Bu döngü, yazılımın sistematik ve kontrollü bir şekilde geliştirilmesini sağlar.
  3. Soru: Agile metodolojisi nedir? Cevap: Agile, esnek ve işbirlikçi bir yaklaşımla yazılım geliştirmeyi amaçlayan bir metodoloji ailesidir. Temel prensipleri şunlardır:
    • Süreçler ve araçlardan ziyade bireylere ve etkileşimlere değer vermek
    • Kapsamlı dokümantasyondan ziyade çalışan yazılıma odaklanmak
    • Sözleşme pazarlığından ziyade müşteri işbirliğine önem vermek
    • Bir plana bağlı kalmaktan ziyade değişime cevap verebilmek Agile, hızlı geri bildirim döngüleri ve iteratif geliştirme ile karakterize edilir.
  4. Soru: Versiyon kontrol sistemleri neden önemlidir? Cevap: Versiyon kontrol sistemleri (VCS), yazılım geliştirme sürecinde kritik bir rol oynar. Önemleri şu nedenlere dayanır:
    • Kod değişikliklerini takip etmeyi sağlar
    • Ekip üyeleri arasında işbirliğini kolaylaştırır
    • Önceki versiyonlara dönmeyi mümkün kılar
    • Paralel geliştirmeyi (branching) destekler
    • Kod birleştirme (merging) süreçlerini yönetir
    • Proje tarihçesini korur Git, Subversion ve Mercurial popüler VCS örnekleridir.
  5. Soru: Test-driven development (TDD) nedir? Cevap: Test-driven development, kodun yazılmasından önce testlerin yazıldığı bir yazılım geliştirme yaklaşımıdır. TDD döngüsü şu adımları içerir:
    1. Başarısız bir test yaz
    2. Minimum kod yaz (testi geçecek kadar)
    3. Testi çalıştır ve başarılı olduğunu doğrula
    4. Kodu düzenle (refactor)
    5. Testleri tekrar çalıştır Bu yaklaşım, daha güvenilir kod, daha iyi tasarım ve otomatik test kapsamı sağlar.
  6. Soru: Yazılım mimarisi nedir ve neden önemlidir? Cevap: Yazılım mimarisi, bir yazılım sisteminin temel yapısını ve organizasyonunu tanımlayan yüksek seviyeli bir tasarımdır. Şunları içerir:
    • Sistem bileşenleri
    • Bileşenler arası ilişkiler
    • Tasarım prensipleri ve kısıtlamalar Yazılım mimarisi önemlidir çünkü:
    • Sistemin ölçeklenebilirliğini, performansını ve bakım yapılabilirliğini etkiler
    • Geliştirme ekipleri arasında iletişimi kolaylaştırır
    • Teknik kararlar için bir çerçeve sağlar
    • Sistemin kalitesini ve uzun vadeli evrimini etkiler
  7. Soru: Nesne yönelimli programlama (OOP) nedir? Cevap: Nesne yönelimli programlama, yazılımı birbiriyle etkileşime giren nesneler koleksiyonu olarak tasarlama yaklaşımıdır. OOP'nin temel kavramları şunlardır:
    • Sınıflar ve Nesneler: Veri ve davranışları kapsülleyen yapılar
    • Kalıtım: Var olan sınıflardan yeni sınıflar türetme
    • Polimorfizm: Farklı nesnelerin aynı arayüzü paylaşması
    • Kapsülleme: İç detayları gizleyerek veri ve metodları bir arada tutma OOP, kodun yeniden kullanılabilirliğini, modülerliğini ve bakım yapılabilirliğini artırır.
  8. Soru: Continuous Integration (CI) ve Continuous Deployment (CD) nedir? Cevap:
    • Continuous Integration (CI): Geliştiricilerin kod değişikliklerini sık sık ana kod tabanına entegre etme pratiğidir. Her entegrasyonda otomatik build ve testler çalıştırılır.
    • Continuous Deployment (CD): CI'ın bir uzantısı olarak, başarılı build'lerin otomatik olarak üretim ortamına dağıtılması sürecidir. CI/CD, hataların erken tespit edilmesini, yazılım kalitesinin artmasını ve daha hızlı release döngüleri sağlar.
  9. Soru: Yazılım tasarım desenleri nedir? Birkaç örnek verebilir misiniz? Cevap: Yazılım tasarım desenleri, yaygın yazılım tasarım problemlerine tekrar kullanılabilir çözümlerdir. Üç ana kategoriye ayrılırlar:
    1. Creational Patterns: Nesne oluşturma mekanizmalarıyla ilgili Örnek: Singleton, Factory Method, Builder
    2. Structural Patterns: Nesneler ve sınıflar arasındaki ilişkilerle ilgili Örnek: Adapter, Decorator, Facade
    3. Behavioral Patterns: Nesneler arası iletişim ve sorumluluk dağılımıyla ilgili Örnek: Observer, Strategy, Command Tasarım desenleri, kodun esnekliğini, yeniden kullanılabilirliğini ve bakım yapılabilirliğini artırır.
  10. Soru: Microservices mimarisi nedir ve monolitik mimariden farkı nedir? Cevap: Microservices mimarisi, bir uygulamayı bağımsız olarak dağıtılabilen, küçük, odaklanmış hizmetler koleksiyonu olarak yapılandırma yaklaşımıdır. Özellikleri:
    • Her servis belirli bir iş fonksiyonuna odaklanır
    • Servisler bağımsız olarak ölçeklendirilebilir
    • Farklı teknolojiler ve veri depoları kullanılabilir
    • Servisler API'lar üzerinden iletişim kurar
    Monolitik mimaride ise uygulama tek bir birim olarak geliştirilir ve dağıtılır. Microservices'in monolitik mimariye göre avantajları:
    • Daha iyi ölçeklenebilirlik
    • Teknoloji çeşitliliği
    • Daha hızlı dağıtım ve güncelleme
    • İzolasyon ve hata yalıtımı
    Ancak, microservices mimarisi daha karmaşık bir altyapı ve yönetim gerektirir.
  11. Soru: RESTful API nedir? Cevap: RESTful API (Representational State Transfer), web servisleri için kullanılan bir mimari stildir. Temel özellikleri:
    • Durumsuz iletişim
    • Standart HTTP metodları kullanımı (GET, POST, PUT, DELETE)
    • Kaynakların URI'ler ile temsil edilmesi
    • Veri formatı olarak genellikle JSON veya XML kullanımı REST, ölçeklenebilir ve esnek web servisleri oluşturmayı sağlar, client-server mimarisini destekler ve internet üzerinden veri alışverişini kolaylaştırır.
  12. Soru: SOLID prensipleri nelerdir? Cevap: SOLID, nesne yönelimli programlamada beş temel tasarım prensibini ifade eder:
    • Single Responsibility Principle (SRP): Bir sınıf sadece bir sorumluluğa sahip olmalıdır.
    • Open/Closed Principle (OCP): Yazılım varlıkları genişletmeye açık, değiştirmeye kapalı olmalıdır.
    • Liskov Substitution Principle (LSP): Alt sınıflar, üst sınıfların yerine kullanılabilmelidir.
    • Interface Segregation Principle (ISP): Büyük arayüzler daha küçük ve spesifik arayüzlere bölünmelidir.
    • Dependency Inversion Principle (DIP): Üst seviye modüller alt seviye modüllere bağımlı olmamalıdır. Her ikisi de soyutlamalara bağımlı olmalıdır. Bu prensipler, daha esnek, bakımı kolay ve sürdürülebilir kod yazmayı amaçlar.
  13. Soru: Yazılım güvenliği neden önemlidir ve temel güvenlik pratikleri nelerdir? Cevap: Yazılım güvenliği, sistemlerin ve verilerin korunması için kritik öneme sahiptir. Önemli olmasının nedenleri:
    • Kullanıcı verilerinin korunması
    • Sistemin bütünlüğünün sağlanması
    • Yasal ve düzenleyici gerekliliklere uyum
    • İtibar ve güven koruması
    Temel güvenlik pratikleri:
    • Girdi doğrulama ve sanitizasyonu
    • Güvenli kimlik doğrulama ve yetkilendirme mekanizmaları
    • Şifreleme kullanımı
    • Güncel güvenlik yamalarının uygulanması
    • Güvenli kod yazma pratiklerinin benimsenmesi
    • Düzenli güvenlik testleri ve penetrasyon testleri
    • Hata ve istisna yönetimi
    • Güvenli veri depolama ve iletimi
  14. Soru: DevOps nedir ve yazılım geliştirme sürecine nasıl katkı sağlar? Cevap: DevOps, "Development" (Geliştirme) ve "Operations" (İşletme) terimlerinin birleşimidir. Bu yaklaşım:
    • Yazılım geliştirme ve IT operasyonları arasındaki işbirliğini artırır
    • Sürekli entegrasyon ve sürekli dağıtımı (CI/CD) teşvik eder
    • Otomasyon kullanımını artırır
    • Daha hızlı ve güvenilir yazılım teslimi sağlar
    • Hata tespiti ve düzeltmesini hızlandırır
    • Ekip içi iletişimi ve işbirliğini geliştirir DevOps, organizasyonların daha hızlı yenilik yapmasını ve değişen pazar koşullarına daha iyi adapte olmasını sağlar.
  15. Soru: Kod refactoring nedir ve neden önemlidir? Cevap: Kod refactoring, mevcut kodun iç yapısını değiştirirken dış davranışını koruma sürecidir. Önemlidir çünkü:
    • Kodun okunabilirliğini ve anlaşılabilirliğini artırır
    • Bakım yapılabilirliği iyileştirir
    • Hata bulma ve düzeltmeyi kolaylaştırır
    • Yazılımın performansını artırabilir
    • Tekrar eden kodları azaltır
    • Yazılımın gelecekteki değişikliklere adaptasyonunu kolaylaştırır Refactoring, sürekli bir süreç olarak görülmeli ve düzenli olarak yapılmalıdır.
  16. Soru: Yazılım geliştirmede "technical debt" nedir? Cevap: Technical debt (teknik borç), hızlı çözümler veya eksik tasarım kararları nedeniyle gelecekte ek çalışma gerektiren kod veya sistem tasarımındaki eksikliklerdir. Özellikleri:
    • Kısa vadede hızlı geliştirme sağlar ancak uzun vadede maliyeti arttırır
    • Kodun bakımını ve yeni özelliklerin eklenmesini zorlaştırır
    • Zamanla birikebilir ve büyük refactoring ihtiyacı doğurabilir
    • Planlı (stratejik) veya plansız (kazara) olabilir Technical debt'in yönetilmesi, sürdürülebilir yazılım geliştirme için önemlidir.
  17. Soru: Yazılım lisanslama türleri nelerdir? Cevap: Başlıca yazılım lisanslama türleri:
    • Açık Kaynak (Open Source): Kaynak kodu herkese açık (örn. GNU GPL, MIT License)
    • Proprietary (Tescilli): Kaynak kodu kapalı, kullanım hakları sınırlı
    • Freeware: Ücretsiz kullanım, ancak kaynak kodu kapalı
    • Shareware: Deneme süresi sonrası ücretli
    • Public Domain: Telif hakkı olmayan, herkesin kullanımına açık
    • Subscription: Abonelik bazlı kullanım hakkı
    • Commercial: Ticari kullanım için satın alınan lisanslar Lisans seçimi, yazılımın dağıtımı, kullanımı ve geliştirilmesi üzerinde önemli etkilere sahiptir.
  18. Soru: Yazılım ölçümleme (software metrics) nedir ve hangi metriklere bakılır? Cevap: Yazılım ölçümleme, yazılım süreçlerini ve ürünlerini nicel olarak değerlendirme pratiğidir. Yaygın metrikler:
    • Kod satır sayısı (LOC)
    • Siklomat
  19. ik karmaşıklık - Kod kapsama oranı (test coverage) - Hata yoğunluğu - Tekrar eden kod oranı - Teknik borç - Geliştirme hızı (velocity) - Yanıt süresi ve performans metrikleri - Kullanıcı memnuniyeti Bu metrikler, yazılım kalitesini, verimliliğini ve performansını ölçmek ve iyileştirmek için kullanılır.

    1. Soru: Yazılım geliştirmede "pair programming" nedir? Cevap: Pair programming, iki programcının yan yana oturarak aynı kod üzerinde çalıştığı bir çevik yazılım geliştirme tekniğidir. Özellikleri:
      • Bir programcı kodu yazar (driver), diğeri gözden geçirir (navigator)
      • Roller düzenli olarak değiştirilir
      • Anlık kod incelemesi sağlar
      • Bilgi paylaşımını ve mentorluğu teşvik eder
      • Hata oranını azaltır ve kod kalitesini artırır
      • Problem çözme yeteneklerini geliştirir Bu yöntem, özellikle karmaşık problemlerde ve yeni ekip üyelerinin eğitiminde etkilidir.
    2. Soru: Yazılım geliştirmede "clean code" prensipleri nelerdir? Cevap: Clean code, okunabilir, anlaşılabilir ve bakımı kolay kod yazma pratiğidir. Temel prensipler:
      • Anlamlı isimlendirme: Değişkenler, fonksiyonlar ve sınıflar için açıklayıcı isimler kullanma
      • Küçük fonksiyonlar: Her fonksiyon tek bir işi yapmalı
      • DRY (Don't Repeat Yourself): Kod tekrarından kaçınma
      • KISS (Keep It Simple, Stupid): Basitliği koruma
      • Yorumları minimize etme: Kendini açıklayan kod yazma
      • Uygun hata yönetimi: İstisnaları doğru şekilde ele alma
      • Test edilebilirlik: Kodun kolay test edilebilir olması
      • Tutarlı kod stili: Projenin tamamında tutarlı bir stil kullanma Clean code prensipleri, uzun vadede bakım maliyetlerini azaltır ve kod kalitesini artırır.
      • Soru: Yazılım geliştirmede "code review" nedir ve neden önemlidir? Cevap: Code review, bir geliştiricinin yazdığı kodun başka geliştiriciler tarafından sistematik olarak incelenmesi sürecidir. Önemi:
        • Kod kalitesini artırır
        • Hataları erken tespit etmeyi sağlar
        • Bilgi paylaşımını teşvik eder
        • Kodlama standartlarına uyumu sağlar
        • Takım içi iletişimi güçlendirir
        • Alternatif çözümlerin tartışılmasına olanak tanır
        • Yeni ekip üyelerinin eğitimine katkıda bulunur Etkili bir code review süreci, projenin genel kalitesini ve ekibin verimliliğini artırır.
    3. Soru: Yazılım geliştirmede "dependency injection" nedir? Cevap: Dependency injection, bir nesnenin bağımlılıklarının dışarıdan sağlandığı bir tasarım desenidir. Özellikleri:
      • Loosely coupled (gevşek bağlı) kod yapısı sağlar
      • Testability'i (test edilebilirliği) artırır
      • Kodun yeniden kullanılabilirliğini iyileştirir
      • Modülerliği destekler
      • Bağımlılıkların yönetimini kolaylaştırır Genellikle üç tip dependency injection vardır: constructor injection, setter injection ve interface injection. Bu desen, SOLID prensiplerinden Dependency Inversion Principle'ı uygulamaya yardımcı olur.
    4. Soru: "Scalability" (Ölçeklenebilirlik) nedir ve yazılım tasarımında nasıl sağlanır? Cevap: Scalability, bir sistemin artan iş yüküyle başa çıkabilme yeteneğidir. İki ana türü vardır:
      • Vertical Scaling: Mevcut kaynakların kapasitesini artırma (örn. daha güçlü sunucu)
      • Horizontal Scaling: Sisteme daha fazla kaynak ekleme (örn. sunucu sayısını artırma)
      Ölçeklenebilir yazılım tasarımı için stratejiler:
      • Modüler ve loosely coupled mimari kullanma
      • Caching mekanizmaları uygulama
      • Asenkron işleme ve mesaj kuyruklarını kullanma
      • Veritabanı optimizasyonu ve sharding
      • Microservices mimarisini benimseme
      • Load balancing kullanma
      • Stateless tasarım prensiplerini uygulama Ölçeklenebilir sistemler, büyüyen kullanıcı tabanı ve artan veri hacmiyle başa çıkabilir.
    5. Soru: "Technical Documentation" nedir ve neden önemlidir? Cevap: Technical Documentation, bir yazılım projesinin teknik yönlerini açıklayan belgelerdir. Önemi:
      • Yeni ekip üyelerinin oryantasyonunu kolaylaştırır
      • Projenin bakımını ve geliştirilmesini destekler
      • Bilgi kaybını önler
      • İşbirliğini ve iletişimi artırır
      • Proje gereksinimlerini netleştirir
      • Kalite güvencesi ve denetim süreçlerini destekler
      Yaygın teknik doküman türleri:
      • API dökümantasyonu
      • Kod yorumları ve inline dökümantasyon
      • Mimari tasarım belgeleri
      • Kullanıcı kılavuzları
      • Sistem gereksinimleri
      • Test planları ve raporları İyi hazırlanmış teknik dökümantasyon, projenin uzun vadeli başarısı için kritiktir.
    6. Soru: "Concurrency" ve "Parallelism" arasındaki fark nedir? Cevap: Concurrency (Eşzamanlılık):
      • Birden fazla görevin aynı zaman diliminde yönetilmesi
      • Görevler arasında hızlı geçişler yapılarak "aynı anda" çalışıyor izlenimi verilmesi
      • Tek bir işlemci üzerinde de gerçekleştirilebilir
      Parallelism (Paralellik):
      • Birden fazla görevin gerçekten aynı anda yürütülmesi
      • Çoklu işlemci veya çekirdek gerektirir
      • Her görev farklı bir işlemci veya çekirdekte eşzamanlı olarak çalışır
      Concurrency, I/O-bound işlemler için daha uygundur ve kaynakların verimli kullanımını sağlar. Parallelism ise CPU-bound işlemler için idealdir ve gerçek anlamda eşzamanlı işlem yapılmasını sağlar.
    7. Soru: "Design by Contract" nedir? Cevap: Design by Contract (DbC), yazılım bileşenleri arasındaki etkileşimi formal, kesin ve doğrulanabilir şekilde tanımlayan bir yazılım tasarım yaklaşımıdır. Temel bileşenleri:
      • Preconditions: Bir metodun çağrılmadan önce sağlanması gereken koşullar
      • Postconditions: Bir metod tamamlandıktan sonra garanti edilen koşullar
      • Invariants: Bir nesnenin yaşam döngüsü boyunca her zaman doğru olması gereken koşullar
      DbC'nin faydaları:
      • Daha güvenilir ve öngörülebilir kod
      • Hata ayıklamayı kolaylaştırma
      • Dokümantasyon kalitesini artırma
      • Test süreçlerini iyileştirme Bu yaklaşım, özellikle kritik sistemlerde ve büyük ölçekli yazılımlarda hata oranını azaltmaya yardımcı olur.
    8. Soru: "Continuous Integration" ve "Continuous Deployment" arasındaki fark nedir? Cevap: Continuous Integration (CI):
      • Geliştiricilerin kodlarını sık sık (günde birkaç kez) ana dala entegre etmesi
      • Her entegrasyonda otomatik build ve test süreçlerinin çalıştırılması
      • Entegrasyon sorunlarının erken tespiti ve çözümü
      Continuous Deployment (CD):
      • CI'ın bir uzantısı olarak, başarılı build'lerin otomatik olarak üretim ortamına dağıtılması
      • Manuel onay adımı olmadan sürekli teslimat
      • Hızlı ve güvenilir yazılım güncellemeleri sağlama
      CI, kod kalitesini ve entegrasyon sürecini iyileştirirken, CD bu süreci bir adım öteye taşıyarak yazılımın sürekli olarak kullanıcılara ulaşmasını sağlar. CD, CI'ın üzerine inşa edilir ve tam otomasyonu hedefler.
    9. Soru: "Behavior-Driven Development (BDD)" nedir? Cevap: Behavior-Driven Development, yazılım geliştirme sürecinde işbirliğini artırmayı amaçlayan bir yaklaşımdır. Özellikleri:
      • Geliştirici, QA ve iş birimleri arasında ortak bir dil kullanımı
      • Kullanıcı hikayeleri ve senaryolar üzerine odaklanma
      • "Given-When-Then" formatında test senaryoları yazma
      • Otomatize edilebilen ve okunabilir testler oluşturma
      • İş gereksinimlerini doğrudan test senaryolarına dönüştürme
      BDD'nin avantajları:
      • Daha iyi iletişim ve işbirliği
      • Gereksinimlerin daha iyi anlaşılması
      • Test kapsamının artması
      • Belgeleme ve testlerin birleştirilmesi BDD, özellikle Agile metodolojilerle uyumlu çalışır ve yazılımın iş değerini artırmaya odaklanır.
    10. Soru: "Dependency Hell" nedir ve nasıl önlenir? Cevap: Dependency Hell, bir yazılım projesinde birbirleriyle çatışan veya uyumsuz bağımlılıkların yarattığı karmaşık ve problemli durumdur. Belirtileri:
      • Versiyonlar arası uyumsuzluklar
      • Çakışan bağımlılıklar
      • Uzun ve karmaşık bağımlılık ağaçları
      • Güncellemelerin zorlaşması
      Önleme stratejileri:
      • Semantic Versioning (SemVer) kullanımı
      • Bağımlılık yönetim araçlarının etkin kullanımı (npm, pip, Maven vb.)
      • Sanal ortamlar ve containerization teknolojilerinin kullanımı
      • Mikroservis mimarisi ile bağımlılıkların izolasyonu
      • Düzenli bağımlılık güncellemeleri ve denetimi
      • Monorepo yaklaşımının benimsenmesi
      • Bağımlılıkların minimize edilmesi ve gerektiğinde özel çözümler geliştirilmesi Etkili bağımlılık yönetimi, projenin uzun vadeli sürdürülebilirliği için kritiktir.
    11. Soru: "Domain-Driven Design (DDD)" nedir? Cevap: Domain-Driven Design, karmaşık yazılım projelerini tasarlamak ve yönetmek için kullanılan bir yaklaşımdır. Temel ilkeleri:
      • Ubiquitous Language: Teknik ekip ve domain uzmanları arasında ortak bir dil kullanımı
      • Bounded Contexts: Büyük sistemlerin daha küçük, yönetilebilir parçalara bölünmesi
      • Entities ve Value Objects: Domain modelinin temel yapı taşları
      • Aggregates: İlişkili nesnelerin gruplanması
      • Repositories: Veri erişiminin soyutlanması
      • Domain Events: İş mantığındaki önemli olayların modellenmesi
      DDD'nin faydaları:
      • Karmaşık iş mantığının daha iyi anlaşılması ve modellenmesi
      • İş birimi ve teknik ekip arasında daha iyi iletişim
      • Daha esnek ve sürdürülebilir yazılım mimarisi
      • İş değeri odaklı geliştirme DDD, özellikle karmaşık iş domainlerinde etkilidir ve mikroservis mimarisiyle uyumlu çalışır.
    12. Soru: "Event-Driven Architecture" nedir ve ne zaman kullanılmalıdır? Cevap: Event-Driven Architecture, sistemlerin olaylar (events) üretmesi, algılaması ve bu olaylara tepki vermesi üzerine kurulu bir yazılım mimarisi yaklaşımıdır. Özellikleri:
      • Loosely coupled bileşenler
      • Asenkron iletişim
      • Event producers ve event consumers
      • Event bus veya message broker kullanımı
      Kullanım alanları:
      • Gerçek zamanlı veri işleme gerektiren sistemler
      • IoT (Nesnelerin İnterneti) uygulamaları
      • Mikroservis mimarileri
      • Ölçeklenebilir ve dağıtık sistemler
      • Reaktif programlama paradigması
      Avantajları:
      • Yüksek ölçeklenebilirlik
      • Sistem bileşenleri arasında düşük bağımlılık
      • Esnek ve genişletilebilir mimari
      • Gerçek zamanlı tepki verme yeteneği
      Bu mimari, özellikle büyük ölçekli, dağıtık ve yüksek trafikli sistemlerde etkilidir.
    13. Soru: "Test-Driven Development (TDD)" ve "Behavior-Driven Development (BDD)" arasındaki fark nedir? Cevap: TDD ve BDD, her ikisi de test odaklı geliştirme yaklaşımları olmakla birlikte, farklı odak noktalarına sahiptir: Test-Driven Development (TDD):
      • Önce test, sonra kod yazma prensibi
      • Birim testlere odaklanır
      • Geliştiriciler için daha teknik bir yaklaşım
      • "Red-Green-Refactor" döngüsü kullanır
      • Kodun doğruluğunu ve kalitesini artırmayı hedefler
      Behavior-Driven Development (BDD):
      • Davranış ve kullanıcı hikayeleri odaklı
      • Daha yüksek seviyeli, okunabilir test senaryoları
      • Teknik olmayan paydaşların da anlayabileceği bir dil kullanır
      • "Given-When-Then" formatını kullanır
      • İş gereksinimleri ile geliştirme arasında köprü kurar
      TDD daha çok kod kalitesine ve birim testlere odaklanırken, BDD daha geniş bir bakış açısıyla kullanıcı davranışlarına ve iş gereksinimlerine odaklanır.
    14. Soru: "Hexagonal Architecture" (Ports and Adapters) nedir? Cevap: Hexagonal Architecture, uygulama mantığını dış dünyadan izole etmeyi amaçlayan bir mimari desendir. Ana özellikleri:
      • İç kısım (domain logic) ve dış kısım (UI, database, external services) ayrımı
      • Ports: Uygulamanın dış dünya ile etkileşim noktaları
      • Adapters: Portları dış sistemlere bağlayan bileşenler
      • Dependency Inversion Principle'ın yoğun kullanımı
      Avantajları:
      • Yüksek test edilebilirlik
      • Dış sistemlerden bağımsız iç mantık
      • Kolay değiştirilebilir ve genişletilebilir yapı
      • Teknoloji değişikliklerinden daha az etkilenme
      Bu mimari, uygulamanın çekirdeğini korumanın önemli olduğu, karmaşık iş mantığı içeren sistemlerde özellikle faydalıdır.
    15. Soru: "Blue-Green Deployment" nedir? Cevap: Blue-Green Deployment, yazılım güncellemelerini minimum kesinti ve risk ile gerçekleştirmek için kullanılan bir dağıtım stratejisidir. Temel özellikleri:
      • İki özdeş üretim ortamı: Blue (mevcut) ve Green (yeni versiyon)
      • Anlık trafik yönlendirme değişikliği
      • Kolay geri alma (rollback) imkanı
      Süreç:
      1. Mevcut uygulama Blue ortamında çalışır
      2. Yeni versiyon Green ortamına dağıtılır ve test edilir
      3. Trafik Blue'dan Green'e yönlendirilir
      4. Sorun çıkmazsa Blue ortamı yeni versiyona güncellenir
      5. Sorun çıkarsa, trafik hızla Blue'ya geri yönlendirilir
      Avantajları:
      • Minimum kesinti süresi
      • Hızlı ve güvenli geri alma
      • Yeni sürümün üretim ortamında test edilebilmesi
      • Aşamalı geçiş imkanı (canary releases)
      Bu strateji, özellikle yüksek erişilebilirlik gerektiren sistemlerde ve kritik uygulamalarda tercih edilir.
    16. Soru: "CQRS (Command Query Responsibility Segregation)" nedir? Cevap: CQRS, bir sistemin veri okuma (query) ve veri yazma (command) operasyonlarını ayıran bir mimari desendir. Temel özellikleri:
      • Okuma ve yazma modellerinin ayrılması
      • Farklı veri modelleri ve optimizasyonlar kullanabilme
      • Event Sourcing ile sıkça birlikte kullanılır
      Avantajları:
      • Okuma ve yazma işlemlerinin bağımsız ölçeklendirilebilmesi
      • Karmaşık domain modellerinin daha iyi yönetilmesi
      • Performans optimizasyonu
      • Güvenlik kontrollerinin ayrı ayrı uygulanabilmesi
      Dezavantajları:
      • Artan karmaşıklık
      • Eventual consistency (nihai tutarlılık) yönetimi
      CQRS, özellikle yüksek trafik ve karmaşık iş mantığı içeren sistemlerde, okuma ve yazma işlemlerinin dengesiz olduğu durumlarda faydalıdır.
    17. Soru: "Chaos Engineering" nedir? Cevap: Chaos Engineering, dağıtık sistemlerin dayanıklılığını test etmek ve iyileştirmek için kullanılan bir yaklaşımdır. Ana prensipler:
      • Kontrollü deneyler yoluyla sistem zayıflıklarını ortaya çıkarma
      • Üretim ortamında gerçekçi senaryolar oluşturma
      • Sistem davranışını gözlemleme ve analiz etme
      Uygulama alanları:
      • Sunucu çökmeleri simülasyonu
      • Ağ gecikmeleri ve kesintileri oluşturma
      • Aşırı yük senaryoları
      • Bağımlı servislerin çökmesi
      Faydaları:
      • Sistemin dayanıklılığını artırma
      • Beklenmeyen durumlara hazırlıklı olma
      • Zayıf noktaların proaktif tespiti
      • DevOps ve SRE pratiklerini destekleme
      Chaos Engineering, özellikle büyük ölçekli, dağıtık sistemlerde ve bulut tabanlı uygulamalarda kritik öneme sahiptir.
    18. Soru: "Feature Toggling" (Feature Flags) nedir? Cevap: Feature Toggling, yazılım özelliklerini dinamik olarak açıp kapatmaya yarayan bir tekniktir. Özellikleri:
      • Kod içinde koşullu mantık kullanarak özellikleri kontrol etme
      • Dağıtım ve özellik aktivasyonunun ayrılması
      • A/B testleri ve canary releases için kullanım
      Kullanım alanları:
      • Sürekli entegrasyon ve dağıtım (CI/CD) süreçlerinde
      • Büyük özelliklerin kademeli olarak açılması
      • Kullanıcı segmentasyonu ve özelleştirme
      • Performans ve güvenlik kontrolü
      Avantajları:
      • Risksiz dağıtım ve hızlı geri alma
      • Özellik bazlı geliştirme ve test
      • Ürün deneylerinin kolaylaşması
      • Operasyonel esneklik
      Dezavantajları:
      • Kod karmaşıklığının artması
      • Teknik borç oluşturma riski
      • Yönetim ve bakım yükü
      Feature Toggling, özellikle büyük ve karmaşık sistemlerde, sürekli dağıtım yapılan ortamlarda çok faydalıdır.
    19. Soru: "GitOps" nedir? Cevap: GitOps, altyapı ve uygulama dağıtımını otomatikleştirmek için Git'i tek gerçek kaynağı (single source of truth) olarak kullanan bir operasyonel çerçevedir. Temel ilkeleri:
      • Tüm sistem durumu Git'te tanımlanır (Infrastructure as Code)
      • Git üzerindeki değişiklikler otomatik olarak sisteme uygulanır
      • Operasyonel değişiklikler için pull request kullanımı
      • Sistemin mevcut durumu ile istenen durum arasındaki farkların otomatik düzeltilmesi
      Avantajları:
      • Dağıtım süreçlerinde şeffaflık ve izlenebilirlik
      • Hızlı ve güvenilir dağıtımlar
      • Kolay geri alma ve versiyon kontrolü
      • Geliştirme ve operasyon arasında daha iyi işbirliği
      • Güvenlik ve uyumluluk kontrollerinin kolaylaşması
      GitOps, özellikle Kubernetes ve diğer container orchestration platformlarıyla birlikte kullanılır ve DevOps pratiklerini güçlendirir.
    20. Soru: "Strangler Fig Pattern" nedir? Cevap: Strangler Fig Pattern, büyük ve karmaşık sistemlerin kademeli olarak yeniden yazılması veya modernize edilmesi için kullanılan bir mimari yaklaşımdır. Adını, konak ağacı etrafında büyüyen ve zamanla onu tamamen saran bir tür tropik sarmaşıktan alır. Özellikleri:
      • Eski sistem parça parça yenisiyle değiştirilir
      • Yeni ve eski sistem bir süre birlikte çalışır
      • Facade pattern kullanılarak dış dünyaya tek bir arayüz sunulur
      Uygulama adımları:
      1. Mevcut sistemi analiz etme ve bölümlere ayırma
      2. Yeni işlevselliği paralel olarak geliştirme
      3. Trafiği kademeli olarak yeni sisteme yönlendirme
      4. Eski sistemin ilgili parçalarını devre dışı bırakma
      Avantajları:
      • Düşük risk ve kademeli geçiş
      • İş sürekliliğinin korunması
      • Yeni teknolojilerin aşamalı olarak benimsenmesi
      • Geri dönüş imkanı
      Bu pattern, özellikle legacy sistemlerin modernizasyonunda ve büyük ölçekli sistem dönüşümlerinde kullanışlıdır.
    21. Soru: "Eventual Consistency" nedir ve neden önemlidir? Cevap: Eventual Consistency, dağıtık sistemlerde kullanılan bir veri tutarlılığı modelidir. Bu modele göre, sistem üzerinde yapılan güncellemeler, belirli bir süre sonra tüm noktalara yayılarak tutarlı bir durum elde edilir. Özellikleri:
      • Veri kopyaları arasında geçici tutarsızlıklara izin verir
      • Yüksek erişilebilirlik ve ölçeklenebilirlik sağlar
      • CAP teoreminde genellikle Availability ve Partition Tolerance'ı tercih eder
      Önemi:
      • Büyük ölçekli dağıtık sistemlerde güçlü tutarlılığı sağlamanın zorluğu
      • Hız ve ölçeklenebilirlik gereksinimleri
      • Ağ gecikmelerinin ve bölünmelerinin yönetilmesi
      Kullanım alanları:
      • NoSQL veritabanları
      • Content Delivery Networks (CDN)
      • DNS sistemleri
      • Sosyal medya platformları
      Eventual Consistency, özellikle yüksek ölçeklenebilirlik gerektiren sistemlerde tercih edilir, ancak uygulamanın doğası gereği bazı geçici tutarsızlıkları tolere edebilmesi gerekir.
    22. Soru: "SOLID" prensiplerinden "Liskov Substitution Principle" nedir? Cevap: Liskov Substitution Principle (LSP), SOLID prensiplerinden biridir ve nesne yönelimli programlamada alt sınıfların üst sınıfların yerine geçebilmesi gerektiğini ifade eder. Ana fikir:
      • Bir programda, üst sınıf nesnelerinin kullanıldığı her yerde, alt sınıf nesneleri kullanıldığında program bozulmamalıdır.
      Prensibin uygulanması için gereklilikler:
      • Alt sınıflar, üst sınıfların metodlarını aynı parametre ve dönüş tipleriyle uygulamalıdır
      • Alt sınıflar, üst sınıfların ön koşullarını güçlendiremez
      • Alt sınıflar, üst sınıfların son koşullarını zayıflatamaz
      • Alt sınıflar, üst sınıfların değişmezlerini (invariants) korumalıdır
      Faydaları:
      • Kod yeniden kullanılabilirliğini artırır
      • Sistemin esnekliğini ve genişletilebilirliğini iyileştirir
      • Polimorfizmin doğru kullanımını teşvik eder
      • Kodun bakımını kolaylaştırır
      LSP'ye uygun tasarım, kodun daha modüler ve sürdürülebilir olmasını sağlar.
    23. Soru: "CAP Teoremi" nedir? Cevap: CAP Teoremi (veya Brewer's Theorem), dağıtık bir sistemde aynı anda üç özelliğin tamamını sağlamanın mümkün olmadığını belirten bir teoremdir. Bu üç özellik:
      • Consistency (Tutarlılık): Tüm nodlar aynı anda aynı veriyi görür
      • Availability (Erişilebilirlik): Her istek bir cevap alır (başarılı veya başarısız)
      • Partition Tolerance (Bölünme Toleransı): Sistem, ağ bölünmelerine rağmen çalışmaya devam eder
      Teoreme göre, bir dağıtık sistem bu üç özellikten en fazla ikisini aynı anda sağlayabilir:
      • CA: Tutarlı ve her zaman erişilebilir, ancak bölünmelere toleranslı değil
      • CP: Tutarlı ve bölünme toleranslı, ancak her zaman erişilebilir değil
      • AP: Her zaman erişilebilir ve bölünme toleranslı, ancak her zaman tutarlı değil
      CAP Teoremi'nin uygulamaları:
      • Veritabanı seçimlerinde (örn. RDBMS vs NoSQL)
      • Dağıtık sistem tasarımında
      • Mikroservis mimarilerinde
      Bu teorem, sistem tasarımcılarının trade-off'ları anlamasına ve uygun kararlar almasına yardımcı olur.
    24. Soru: "Reactive Programming" nedir? Cevap: Reactive Programming, asenkron veri akışları ve değişiklik propagasyonu üzerine odaklanan bir programlama paradigmasıdır. Temel özellikleri:
      • Olaylara ve veri akışlarına dayalı programlama
      • Asenkron ve non-blocking işlemler
      • Push-based veri akışı
      • Geri basınç (backpressure) yönetimi
      Reactive Manifesto'ya göre reactive sistemlerin özellikleri:
      • Responsive (Duyarlı): Sistem zamanında cevap verir
      • Resilient (Dayanıklı): Sistem hatalara karşı duyarlı kalır
      • Elastic (Esnek): Sistem yük altında ölçeklenebilir
      • Message Driven (Mesaj Odaklı): Sistem asenkron mesaj iletimi kullanır
      Kullanım alanları:
      • Kullanıcı arayüzleri (örn. React, Vue.js)
      • Akış işleme sistemleri
      • Gerçek zamanlı veri işleme
      • IoT uygulamaları
      Avantajları:
      • Daha iyi kaynak kullanımı
      • Artırılmış sistem duyarlılığı
      • Ölçeklenebilirlik ve hata toleransı
      Reactive Programming, özellikle büyük ölçekli, dağıtık ve gerçek zamanlı sistemlerde etkilidir.
    25. Soru: "Polyglot Persistence" nedir? Cevap: Polyglot Persistence, bir uygulamada farklı veri depolama ihtiyaçları için farklı veri depolama teknolojilerinin kullanılması yaklaşımıdır. Ana fikir:
      • Her veri türü ve kullanım senaryosu için en uygun veri depolama çözümünü kullanmak
      Örnekler:
      • İlişkisel veriler için RDBMS (örn. PostgreSQL)
      • Doküman bazlı veriler için NoSQL (örn. MongoDB)
      • Anahtar-değer çiftleri için Redis
      • Grafik verileri için Neo4j
      • Arama işlemleri için Elasticsearch
      Avantajları:
      • Her veri türü için optimize edilmiş performans
      • Esneklik ve ölçeklenebilirlik
      • Farklı veri modellerinin desteklenmesi
      Zorlukları:
      • Artan karmaşıklık
      • Veri tutarlılığı yönetimi
      • Farklı teknolojilerde uzmanlık gereksinimi
      Polyglot Persistence, özellikle mikroservis mimarileri ve büyük ölçekli, karmaşık uygulamalarda yaygın olarak kullanılır.
    26. Soru: "Inversion of Control (IoC)" nedir? Cevap: Inversion of Control, bir programın akış kontrolünün tersine çevrilmesi prensibidir. Geleneksel programlamada, programcı akışı kontrol ederken, IoC'de bu kontrol bir çerçeve veya kütüphaneye devredilir. Ana özellikleri:
      • Bağımlılıkların dışarıdan sağlanması
      • Loosely coupled (gevşek bağlı) bileşenler
      • Genellikle Dependency Injection ile uygulanır
      IoC'nin faydaları:
      • Modülerlik ve esneklik artışı
      • Test edilebilirliğin iyileştirilmesi
      • Kod tekrarının azaltılması
      • Bağımlılıkların daha iyi yönetimi
      Uygulama yöntemleri:
      • Dependency Injection
      • Service Locator Pattern
      • Factory Pattern
      • Template Method Pattern
      IoC, özellikle büyük ölçekli uygulamalarda ve çerçevelerin tasarımında yaygın olarak kullanılır. Spring Framework, .NET Core gibi popüler çerçeveler IoC prensibini yoğun şekilde kullanır.
    27. Soru: "Distributed Tracing" nedir? Cevap: Distributed Tracing, dağıtık sistemlerde bir isteğin farklı servisler ve bileşenler arasındaki yolculuğunu izleme ve analiz etme tekniğidir. Özellikleri:
      • Bir isteğin tüm yolculuğunu tek bir ID ile takip etme
      • Her servis ve işlemin performansını ve davranışını ölçme
      • Sistemdeki darboğazları ve hata noktalarını tespit etme
      Bileşenleri:
      • Trace: Bir isteğin tüm yolculuğu
      • Span: Trace içindeki her bir işlem veya adım
      • Tags: Spanlara eklenen meta veriler
      • Logs: Spanlar içindeki olaylar ve mesajlar
      Kullanım alanları:
      • Mikroservis mimarilerinde performans analizi
      • Hata ayıklama ve sorun giderme
      • Sistem davranışını anlama ve optimizasyon
      Popüler araçlar:
      • Jaeger
      • Zipkin
      • OpenTelemetry
      Distributed Tracing, karmaşık dağıtık sistemlerin gözlemlenebilirliğini artırır ve sistem performansını iyileştirmeye yardımcı olur.
    28. Soru: "CQRS (Command Query Responsibility Segregation)" ve "Event Sourcing" arasındaki ilişki nedir? Cevap: CQRS ve Event Sourcing, genellikle birlikte kullanılan ancak ayrı konseptlerdir: CQRS:
      • Okuma (Query) ve yazma (Command) operasyonlarını ayırır
      • Farklı veri modelleri ve optimizasyonlar kullanır
      Event Sourcing:
      • Sistemin durumunu bir dizi olay olarak saklar
      • Her değişiklik bir olay olarak kaydedilir
      İlişkileri:
      • CQRS, Event Sourcing ile uygulandığında:
        • Komutlar olaylara dönüşür
        • Sorgular, olay akışından oluşturulan projeksiyonlar üzerinde çalışır
      • Event Sourcing, CQRS'in yazma tarafı için mükemmel bir uyum sağlar
      • Birlikte kullanıldıklarında, sistem esnekliği ve ölçeklenebilirliği artar
      Avantajları:
      • Yüksek performanslı okuma ve yazma operasyonları
      • Tam audit trail ve zaman içinde geri oynatma imkanı
      • Karmaşık iş mantığının daha iyi yönetimi
      Zorlukları:
      • Artan sistem karmaşıklığı
      • Eventual consistency yönetimi
      • Öğrenme eğrisi
      Bu iki kavram, özellikle yüksek ölçeklenebilirlik ve karmaşık iş mantığı gerektiren sistemlerde birlikte kullanılır.
    29. Soru: "Site Reliability Engineering (SRE)" nedir? Cevap: Site Reliability Engineering, yazılım mühendisliği yaklaşımlarını kullanarak büyük ölçekli sistemlerin güvenilirliğini ve verimliliğini artırmayı amaçlayan bir disiplindir. Google tarafından öne sürülmüştür. Temel ilkeleri:
      • Operasyonları otomatikleştirme
      • Ölçülebilir SLO (Service Level Objectives) tanımlama
      • Hata toleransı ve graceful degradation
      • Sürekli iyileştirme ve öğrenme
      SRE'nin odak alanları:
      • Availability (Erişilebilirlik)
      • Latency (Gecikme)
      • Performance (Performans)
      • Efficiency (Verimlilik)
      • Change Management (Değişim Yönetimi)
      • Monitoring (İzleme)
      • Emergency Response (Acil Durum Müdahalesi)
      SRE ve DevOps arasındaki ilişki:
      • SRE, DevOps prensiplerinin spesifik bir uygulaması olarak görülebilir
      • Her ikisi de operasyon ve geliştirme arasındaki boşluğu kapatmayı amaçlar
      SRE pratikleri, özellikle büyük ölçekli, karmaşık sistemlerin yönetiminde ve optimizasyonunda etkilidir.
    30. Soru: "Quantum Computing" ve yazılım mühendisliğine potansiyel etkileri nelerdir? Cevap: Quantum Computing, kuantum mekaniği prensiplerini kullanarak bilgi işleme yapan bir hesaplama paradigmasıdır. Yazılım mühendisliğine potansiyel etkileri:
      1. Algoritma Tasarımı:
        • Klasik algoritmaların kuantum versiyonlarının geliştirilmesi
        • Yeni kuantum algoritmaların oluşturulması (örn. Shor's algoritması)
        • Optimizasyon problemleri için daha etkili çözümler
      2. Kriptografi ve Güvenlik:
        • Mevcut şifreleme yöntemlerinin bazılarının (örn. RSA) kırılabilir hale gelmesi
        • Kuantum-güvenli kriptografi yöntemlerinin geliştirilmesi
        • Yeni güvenlik protokollerinin tasarlanması
      3. Veri Analizi ve Makine Öğrenmesi:
        • Büyük veri setlerinin daha hızlı ve etkili analizi
        • Kuantum makine öğrenmesi algoritmalarının geliştirilmesi
        • Daha karmaşık simülasyonların mümkün hale gelmesi
      4. Programlama Dilleri ve Araçlar:
        • Kuantum bilgisayarlar için özel programlama dillerinin geliştirilmesi
        • Hibrit klasik-kuantum sistemler için yeni geliştirme araçları
        • Kuantum simülatörlerinin ve hata düzeltme tekniklerinin oluşturulması
      5. Sistem Mimarisi:
        • Kuantum ve klasik sistemlerin entegrasyonu için yeni mimari tasarımlar
        • Kuantum bilgi işleme için özelleştirilmiş donanım-yazılım arayüzleri
      6. Test ve Doğrulama:
        • Kuantum algoritmaları için yeni test metodolojilerinin geliştirilmesi
        • Kuantum sistemlerin doğrulanması için özel yaklaşımlar
      7. Performans ve Ölçeklenebilirlik:
        • Belirli problem türlerinde üstel hızlanma potansiyeli
        • Klasik sistemlerle kıyaslanamayacak ölçekte paralel işlem yapabilme
      8. Eğitim ve Beceri Seti:
        • Yazılım mühendislerinin kuantum mekanikasi ve kuantum algoritmaları konusunda eğitim alması gerekliliği
        • Disiplinler arası çalışma becerilerinin önem kazanması
      Zorluklar:
      • Kuantum sistemlerin yüksek hata oranları
      • Decoherence (kuantum durumun bozulması) sorunu
      • Mevcut kuantum bilgisayarların sınırlı qubit sayısı
      Quantum Computing, yazılım mühendisliğinin geleceğini şekillendirebilecek potansiyele sahip olmakla birlikte, hala erken aşamadadır ve pratik uygulamaları sınırlıdır. Ancak, gelecekte belirli alanlarda devrim niteliğinde değişiklikler getirebilir.

Please Select Embedded Mode To Show The Comment System.*

Daha yeni Daha eski

نموذج الاتصال